14 Şubat 2012 Salı

SUDAKİ "NEŞE"


Sevgili Karakedim,

Bugün Sevgililer Günü diye, benim Leo ile evliliğim pek bir meşakkatli oldu diye günün anlam ve önemine yakışır bir mektup beklersin benden bilirim...Ama ben bugün evliliğimdeki sevgiden değil evdeki suya düşen "NEŞE" den bahsedeceğim sana.

Bir buçuk senedir bu bahçe katında ikamet ediyoruz. Bu sürenin bir senesi, altımız kiler üstümüz satılık boş daire olarak geçti. Biz de Leo ile bu boşluğa güvenip gürültü dolu tadilatlar yaptık, dostları malikanemizde ağırladık, sesi sonladık, avaz avaz şarkılar söyledik, sarhoş olduk, yılbaşını balkonda kutladık vs. Dostlar, sarhoş akıllarına gelip de  "Komşular rahatsız olacak!" deyip kahkahayı bastıkça "Altımız kiler üstümüz de boş, koyverin gitsin." dedik biz de kahkahalarla...

Sonra Leo ile ben  bi durulduk. Bu durgunluk sürecimiz devam ederken üst daireyi birileri satın aldı ve biz tatildeyken taşındılar. Biz onlara "Hoşgeldiniz" demedik...

Yeni ev ve yeni evli çift... Bolca tadilatları ve misafirleri oldu. Beraberinde bolca gürültüleri. Pazar sabahı süpürge sesiyle uyanıp bolca söylendim. Evin hanımı pek neşeli, misafirleriyle gülüştükçe ben bolca söylendim. Hatta bir ara Leo'ya "Kalk çıkalım yukarı, bizi de alın aranıza, neye gülüyorsunuz bu kadar bize de anlatın gülelim" diyerek sinirimi belli ettim Karakedim.

Sonra olanlar oldu...

Cumartesi gecesi EİDA (Ev İçi Doğal Afet) yaşadık Leo'yla. Kombimiz arızalandı ve gecenin 11 inde su bastı malikanemizi. Her şey Allahtan dediğimiz bir sürü olay yaşandı devamında. En önemlisi Allahtan evdeydik.

Leo su vanasına doğru koşarken salon kabarırsa çok fena olur diye bağırıyordu. Bir yandan Leo'nun feryadı, bir yandan kombiden durmaksızın inen su, bir yandan bir sene öcesine kadar bankacı olup hergün millete zorla sigorta satarken kendi evimi sigortalatmamış olmamın pişmanlığı beynimi yiyorken farkettim onu.

Her şey saniyeler içinde olmuştu. Üst komşum Neşe, eşi Erman'ı da kapıp inmişti aşağıya, açık olan dış kapımızdan içeri sorgusuzca dalmış, elindeki havlularla çömelmişti yanı başıma.

Biliyor musun Karakedim, onun varlığı kendime getirdi beni, topladım soğukkanlı geçinip de eli ayağı boşalan kendimi ve kaldır halıyı dedi kaldırdım, buzdolabını çekelim dedi, çektirttim, havlu bul bana dedi banyo havlularımızı hiç düşünmeden feda ettim vs.

Aynı apartmanda komşu olduğumuz dostlarımız varken, aramak aklımıza gelmedi. Kapının önünden geçen komşular, perişan halimizi görüp sadece "Geçmiş olsun" derken hiç tanımadığım Neşe ve Erman çoktan çoraplarını çıkartmış, paçalarını sıvamış canla başla çalışıyorlardı.

Bir saat içerisinde ev alt üst ama EİDAKE (Ev İçi Doğal Afet Kurtarma Ekibi) sayesinde kupkuru olmuştu. Gecenin 1'i bu muhteşem ekibi ıslak pijamaları ve çorapsız ayaklarıyla kapıdan uğurlarken "Hızır gibi yetişmek buymuş!" diyordum Leo'ya, Karakedim...

NOT: Hızır Gibi Yetişmek deyiminin anlamı: İnsanın dara düştüğü, çok sıkıştığı, çaresiz kaldığı bir zamanda beklemediği bir kişinin yardımına yetişmesi.

SENİ ÇOK SEVEN
GİZLİKIZ

http://www.facebook.com/pages/Gizlikizdan-Karakediye-Mektuplar/257960857604242





Hiç yorum yok :