8 Şubat 2012 Çarşamba

RÜYA GÜNLÜĞÜM

Sevgili Karakedim,

Bundan yıllar yıllar önce, çok sevdiğim bir arkadaşımla birlikte Beyoğlu'nda kahve falı bakılan bir kafeye gitmiştik.  Falımıza bakacak olan kadın pek tutulan bir şahıstı ki namını benim arkadaş da duymuş beni de kendisiyle tanıştırmak için ısrar etmişti. Güya kahve bahaneydi,  kadın neredeyse fincanı açmadan döktürüyordu gördüğünü iddia ettiği gerçekleri.

Şimdi, asla zahmet edip de çıkamayacağım yükseklikteki dar merdivenlerden tırmanıp kafenin içine vardıktan sonra karşılaştığım, minik masalarda çömelmiş oturan kalabalık gözümü korkutmadı değil. Her masada en az 2 kapatılmış kahve fincanı ve merakla bekleyen 2 çift göz vardı.

Oturduk biz de bir minik masaya, söyledik şekerli Türk kahvelerimizi, bir fırtta içip "Neyse halimiz  çıksın falimiz." diyerek kafamızın üzerinden çevirdiğimiz fincanlarımızı, tersinden buluşturduk tabaklarıyla.



Nihayet sıra bizim minik masaya geldi. Falcı hatun çekti bir tabure, koca poposuyla çömdü o taburenin üzerine. Önce arkadaşımın falına baktı, yazdı -yazdı, saydı- saydı, attı-tuttu. Onu çok mutlu etti döndü bana...

Koca popolu falcı hatun açtı fincanımı, aynı anda oldu mu benim gözler fal taşı kulaklar Mr. Spark:)

- KOCA POPOLU FALCI HATUN: Kızım, senin falına bakılmaz!

- BEN: Neden ki?

- KOCA POPOLU FALCI HATUN: Senin kaderin çizilmiş, belli. Seni melekler koruyor ve bu melekler her gece rüyanda sana hayatınla ilgili işaretler veriyor.

- BEN: Nasıl yani?

- KOCA POPOLU FALCI HATUN: Bu melekler rüyanda bir arkadaşının, bir tanıdığının kılığına girerek sana mesajlar veriyor.

Nasıl bir hayal kırıklığı değil mi Karakedim? Sen onca merdiveni tep, onca kalabalığın içinde minnacık bir masada saatlerce "aşk hayatınla ilgili ne söyleyecek" diye merakla bekle, koca götlü kadın kalksın "Sana fal-mal yok, YAT RÜYAYA desin."

Taksim-Bostancı dolmuşunda sırf bu mevzu vardı arkadaşımla aramızda. Tüm köprü trafiği boyunca dalga geçtik durduk, o kadar atmasyondan sonra kadın tükendi bana yazamadı bir hikaye dedik.

Dedik demesine de ben o günden sonra yıllarca kahve falı baktıramadım. Şimdi de şakasına dostlarımla kendi aramızda atar tutarız. Bir bilene (bildiğini sanana) asla bulaşmadım...

O günden sonra her gece gördüğüm ve sabah hatırlayabildiğim kadarıyla kendimce yorumlamaya çalıştığım rüyalarım oldu. Bu rüyalarda ara sıra gördüğüm hep aynı arkadaşlarım oldu. O arkadaşı gördükten sonra yaşadığım aynı olaylar. Ayşe---yeni bir aşk. İsmail---yeni bir iş gibi...

Aslında çok daha ciddi ama özetle anlayabilmen açısından bu örneği verdim Karakedim.

Yıllarca rüyalarıma çok önem verdim. Gördüğüm rüyalarımın psikolojik, bilinçaltı-bilinçdışı boyutu beni hep şaşkınlıklara sürükledi. Hep istedim ama zamansızlıktan ya da ötelemekten bir rüya günlüğü tutamadım. Tuttuğum anda, içime yapacağım  muhteşem bir yolculuğun başlayacağını  bildiğim halde boşverdim.

Taki Buket Aşçı'nın "2012 Listem" başlıklı yazısını okuyana kadar. Bu yazıdan ve konuyla ilgili düşüncelerimden  KOSKOCA OCAKTA NE YAPTIN?   başlıklı mektubumda bahsetmiştim. Hatırlamak istersen  http://gizlikizvekarakedi.blogspot.com/search/label/AYLIK%20YORUM-SAL  . Artık 01.02.2012 tarihinden itibaren her sabah hatırladığım kadarıyla rüyalarımı not ettiğim bir rüya günlüğüm var Karakedim.



Anlaşılan o yazımı Okan Bayülgen de okumuş olacak ki dünkü Muhabbet Kralı programında RÜYA konusunu işledi. Masasındaki uzmanlarla rüyaların çeşitleriyle, bu konuyla bağlantılı terimlerle ilgili vb. sohbet etti.

Programın başında telefonla bağlanan bir izleyici de benim tüylerimi diken diken etti: İzleyici yıllardır rüya günlüğü tuttuğunu. 16.09.2010 tarihinde rüyasında eşinin öldüğünü görüp, günlüğüne not ettiğini, eşinin 16.10.2011 tarihinde vefat ettiğini söyledi.

Elbette durumun ayrıntısını bilemiyoruz. Belki eşi uzun zamandır rahatsızdı. Bu durum kendisini çok etkiliyordu. Dolayısıyla rüyalarına giriyordu. Uzun süren hastalık evresinin sonunda tesadüf bir sene sonra eşini kaybetti vs.

Okan Bayülgen de kendi hayatından şöyle bir örnek verdi: -Yıllar önce bir film çekiminden sonra silahlı saldırıya uğramıştım. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra çok da görüşmediğim ama sevdiğim, saydığım ve beni de sevdiğine inandığım Nedim Saban arayarak, "Seni olay gününden önceki gece rüyamda görmüştüm, rüyamda vuruluyordun." Annemi de bir komşusunun kızı arayarak rüyasında benim vurulduğumu  söylemiş vs.-

Ben de bir arkadaşımı uzun zaman görmem, kendisinden haber almam. Rüyama girer, uyanırım. Tak  o gün o arkadaşım beni arar.

Okan Bayülgen bu tip rüyalar gören insanların genelde şişman ve iyi insanlar olduğunu söyledi şaka ile karışık:) İyi bir insan mıyım bilemem ama pek zayıfım onu söyleyebilirim Karakedim:)

Bayülgen'in sanki yazımı okumuş gibi, bahsettiğim bir konuyu programında işlemiş olması hoşuma gitti. Konu Rüya olunca pek bir sevdim. Ne de olsa onun işlediği konular da bana düşünce ve akabinde mektup malzemesi oluyor.

Dünkü programa göz atmak istersen www.youtube.com/watch?v=d0jgRFAmfB0

Yakında Kraliyet Ailesi'nde FALLAR konusu işlenirse hiç şaşırmam Karakedim:)

SENİ ÇOK SEVEN
GİZLİKIZ

NOT: Alttaki Şahane Fikir Linkinden Kıymetli Düşüncelerini benimle paylaşabilirsin.
          Belki de Facebook sayfamı beğenirsin:) http://www.facebook.com/pages/Gizlikizdan-Karakediye-Mektuplar/257960857604242

3 yorum :

levent toklu dedi ki...

evlenmeden önce benimle evleneceğini rüyanda hiç gördün mü acaba? :)

GizliKız dedi ki...

Seni tanımadan önce hep Ayşe giriyordu rüyalarıma:)
Benim Rüya Tabirleri Kitabımda Ayşe'yi rüyada görmek Aşk anlamına gelir:)

Peter Pan dedi ki...

:)))