23 Aralık 2012 Pazar

SÜRDÜRÜLEBİLİR MUTLULUK

Sevgili Karakedim,

Dün akşam Leo'yu tembihlemiştim. Sabah giderken beni mutlaka uyandırmasını istemiştim. Yatağın içinde gözlerimi açıp her sabahki gevezeliklerimi yapıp gene yatağın içinden onu işe uğurlayıp uyumaya devam etmeme izin vermemesini, mümkünse beni yataktan çıkartmasını istemiştim.

Yılın son haftasının ilk günü. Tezatlar bir cümlede buluşmuşken bu haftaya erkenden uyanmaktı niyetim.

Niyetimi gerçekleştirmem hususunda Leo pek başarılı olamadı:)

LEO: Günaydın hayatım, hadi uyan, ben çıkacağım birazdan.

Odanın ışığını açık bırakıp banyoya gitti. Kıyamamıştı karısına, yapabileceği en acımasız uyandırma taktiği buydu ve bende işe yaramamıştı:) Sonra döndü, ışığı kapattı.

LEO: Uyu aşkım sen uyu. Seviyorum seni.
GİZLİKIZ: (Gözleri kapalı) Ben de seni bebeğim. Hayırlı işlerrrrrrr...

Ve Leo uzun bir güne başlamak üzere evin kapısını arkasından kapattı. Yok niyetim ciddiydi, kocam kıyamasa da ben kıyacaktım uykuma, elim perdeye gitti, kalın storun zincirini yattığım yerden çekeledim ve BİNGO:)

Parıldayan gökyüzünün ucunda hızla yükselen güneş bana örnek oldu:) Hem gözümün içine ışın saça saça uykumu açtı hem de bu parlak gökyüzünü harcamamın aptallık olacağını hissettirdi bana.

 Güneşli his içimde elime geceden 300. sayfasında merakla bıraktığım kitabımı aldım ve biraz okuyup iyice ayıldım.

Güne ve bitmeye hazırlanan 2012'ye kocaman bir MERHABA...

 Hemen ardından yepyeni başlangıçların olacağına emin olduğumuz bitişler ruhumuzda darlanmaya sebep olmuyor. Her senenin son haftası da bu yüzden koşturmacayla geçiyor, insanlar daha hoşgörülü oluyor, yorgun olsalar da 1 Ocakta başlayacak yeni yıla hazır bir psikolojiye bürünüyorlar. Her yer ışıl ışıl oluyor, o renkli ampüller kalplerde yanıp duruyor. İş yerlerinde hediye alımı için çelkilişler düzenleniyor. "Bana sevdiğim arkadaşım çıksın." diye içten dualar ediliyor sonra da ne alsam paniği başlıyor. Çekilişsiz kurasız sevdiklerini mutlu etmek isteyenleri ise paniksiz bir telaş sarıyor:)

Bizim evde de yılın son haftası sebebiyle, yılbaşı gecesi dinlenecek şarkıların listesi yapılacak. Ben seçim yapacağım Leo bilgisayardan halledecek. Ve yılbaşı menüsü seçimini elbette Leo yapacak ben de keyifle hazırlayacağım. Her yıl olduğu gibi son hafta ağacı kuracak, süsleyecek, renkli ampüllerini yakacağım. Her biri kalbimde rengarenk yanacak. Yılbaşı gecesi de dileklerimizi ağacımızın dallarına bağlayacağız. Yeni yıla umutla ve mutlulukla başlamak üzere...

Her şey mutluluk için değil mi Karakedim. Bu ritüeller, hazırlıklar mutlu olmak için değil mi? Küçücük bir ışığın kalpte uyandırdığı mutluluk hissi için değil mi? Benim öyle. Yeni başlangıçta mutlu olmaktan başka isteğim yok. Hayır, cümlemi düzelteceğim: Yakaladığım bu hissi sürdürmekten başka bir isteğim yok.

Yıllarca kitaplarda, gazetelerde, tv programlarında "mutlu olmak" başlığı işlendi, maddeler sıralandı, akıllar verildi. Geçen pazar Hürriyet gazetesinin pazar ekinde Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Psikolojik Yorgunluğa Savaş Açın başlıklı yazısında Ernie J. Zelinski'nin Mutsuzluğa Reçete'sine yer verdi.

Bugüne kadar okuduğum, dinlediğim mutluluk tavsiyelerinin hepsinden güzel, daha hayati ve sonsuz maddelerden oluşan bu reçeteyi seninle paylaşmak istedim Karakedim.


  • Doyum sağlayacak kadar bir amaç.
  • Geçinebilecek kadar bir iş.
  • Temel ihtiyaçlara yetecek kadar zenginlik.
  • İş ve eğlenceyi dengeleyecek kadar sağlıklı bir akıl.
  • Birçok insanı beğenecek, bunlardan birazını da sevecek kadar şefkat.
  • Kendini sevecek kadar özsaygı.
  • Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu.
  • Zorluklarla yüz yüze gelecek kadar cesaret.
Her maddesi ayrı bir mektup konusu olsa da şimdilik bu maddeleri, hayatını, yakaladığı mutluluğu sürdürmek üzere programlamış bir kadının beğenisi olarak okursan çok mutlu olurum.

Bitmeye hazırlanan yılın son haftasının ilk günü senin için de mutlu başlamış olsun...

SENİ ÇOK SEVEN
     GİZLİKIZ












18 Aralık 2012 Salı

MASALCI BEBEK


MASALCI BEBEĞİ gördünüz mü?

Henüz bu bebeği keşfetmediyseniz ne olur geç kalmayın ve onunla tanışın.

Sarı saçlı, kırmızı elbise ve pelerinli bez bir bebek o. Ama o kadar basit değil. Biraz yaramazlık yapıp eteğini ters çevirince altından bambaşka kostümlü büyükanne çıkıyor. Biraz daha kurcalayıp büyükannenin arkasına bakınca da koca kurt.

Yani bir bebekte üç marifet.

Çocukluğumuzun Kırmızı Başlıklı Kız masalı bu bebekle güç buluyor. 

 Büyüklerimiz bize masalı anlatır, biz de uykuya dalmadan önce hayal ederdik. Şimdiki çocuklar çok şanslı, büyükleri masalı anlatırken ellerindeki bu bebekle hayal etmenin ötesine gidiyor, masalı canlandırabiliyorlar.

“Masalcı Bebek” in fikir annesi ise muhteşem bir öğretmen. Emekli anaokulu öğretmeni ama bilgilendirmeye ve başka branşlarda öğretmeye devam ediyor. Tek bir farkla. Artık küçük çocuklarla değil, yetişkinlerle eğitim yapıyor.

Masalcı Bebek'in mucidi Türkan Özen

 Türkan Hoca’nın hayatta tek bir dileği var, “Çocuklar mutlu olsun.” 


Bu dilekle yola çıkıyor, önce “Masalcı Bebek” i tasarlıyor, çiziyor, biçiyor, dikiyor. Projesini oluşturup patentini alıyor. İlk başlarda kendi ürettiği bebeği çok talep alınca yetişemiyor ve ev kadınlarına destek olma fikri düşüyor aklına.
Şimdilerde “Masalcı Bebek”  ev kadınlarının elinde can buluyor ve oyuncakçılardaki raflara ulaşıyor. Sizin de aldığınız her bir Masalcı Bebek ev kadınlarına umut oluyor.

“Masalcı Bebek” in ne kumaşında ne de içerisindeki dolgu maddesinde çocuklara zararlı bir ürün var. Siz kutusunun arkasındaki masalı çocuğunuza okurken o da elindeki bebekle hem kırmızı başlıklı kızı, hem büyükannesini hem de kurdu bir arada bulabiliyor. 

Siz bu bebekle o masalı çocuğunuz için ne kadar inanılmaz yapacaksınız? Bunu düşünmek bile “Masalcı Bebek” i çok sevmeye yetiyor.

Detaylı bilgiye www.masalcibebek.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Ufak bir hatırlatma da benden olsun: Yakında büyük oyuncak marketlerde çok yüksek fiyatlara satılacak olan “Masalcı Bebek” i sitesinden çok uygun fiyata bulabilir, toplu alımlarınızda ekstra indirim kazanabilirsiniz.

Yüreği çok büyük ve çok kıymetli Türkan Hocamı bu buluşundan dolayı ellerinden öper size çocuğunuz ve “MASALCI BEBEK” le birlikte geçireceğiniz çok keyifli vakitler dilerim.


8 Aralık 2012 Cumartesi

"İNCİ"Lİ HATIRALARIM

Sevgili Karakedim,

Önce D.K. aradı.
"İnci kapatılmış." dedi.

İnanmadım, gene beni kandırmaya çalışıyor diye düşündüm.

"Vallahi de billahi de kapanmış, devlet kültürel yenilenme çalışması yaptığı için mi ne boşalttırmış İnci'yi. " deyince şaka düşüncemi ciddiyet bastı.



2006-2007. 
O zamanlar Beyoğlu'nda bir bankada çalışıyorum. Akşam üzeri kapanış saatine yakın İnci Pastanesi'nin çalışanı ki ismi hafızama gelmese de mavi önlüğü ve kel kafası gözümün önünde, elinde 2 torba ile gelirdi şubeye. Torbaların birinde para olurdu, hesaba yatırmamız gereken, diğerinde de tatlı, akşam yememiz gereken:)

Akşam kasaları kapatırken mutlaka ya açık verirdik ya fazla. Tüm günün yorgunluğuna "Herkesten önce kasamı kapatıp tatlıya saldırmalıyım." paniği eklenince kafa dağılıyor, kasalar eror veriyordu:)

Amirimiz Koca Levent duruma el atar, herkese eşit paylaştırırdı o milföy tatlısını. Ben ki hijyene hasta bir insan olarak o milföyü pis paralı ellerime aldırmadan afiyetle nasıl yerdim. Biri yemesin de onun payını da bölüşelim diye birbirimizin gözünün içine bakardık.

En önemlisi Karakedim, gündüz çalışma ekibinin arasında ne yaşanırsa yaşansın, ne olursa olsun, akşam Amir Koca Levent'in masasının başında birleştirirdi İnci'nin milföyü bizi. Mutlu olurduk o anlarda, ellerimiz pudra şekerli milföylü, yüzümüz gülümsemeli...

Geçen sene sözleşmiştik D.K ile, gene toplanıp gidecektik İnci'ye ve milföy yiyecektik, yanında da limonata içecektik, o günleri hatıralarımızda canlandıracaktık. Olmadı, bir türlü biraraya gelip gidemedik İnci'ye.

D.K. nın telefonundan hemen sonra akşam haberlerinde İnci'nin zabıtalarca boşaltıldığını görünce yüreğim acıdı. Devletin kararı ya da iş yeriyle ilgili hukuksal yaşananlar beni ilgilendirmiyor da o boşaltılma anı, sevenlerinin isyanı. Durumu protesto eden bir adamın polis otosuna bindiriliş şekli vs. çok üzdü beni Karakedim.

Kimler kimlerin ne hatıraları var orada. Yenen tatlıların kalplerde ve hafızalarda bıraktığı mutlu anlar.

Tek umudum yeniden açılması İnci'nin. Şimdilik yeri fiziki olarak boşaldı ama ben ve benim gibi pek çok kişinin kalbi İNCİ'li HATIRALAR la dolu...

Buna eminim Karakedim.

SENİ ÇOK SEVEN
     GİZLİKIZ

http://www.facebook.com/pages/Gizlikizdan-Karakediye-Mektuplar