21 Ocak 2013 Pazartesi

DOĞUM KALEMİ

Sevgili Karakedim,

Ben bu ayın ortasında doğumumun 30. yılını kutladım. Arkasından bir bir sevdiğim isimlerin ölüm haberlerini aldım.
Önce Mehmet Ali Birand ardından Toktamış Ateş ve şimdi de Deprem Dedem veda etti bize. Hayat devam ederken, ben  gelecek ocak aylarında doğum günümü kutlarken  aynı ocak onların ölüm yıl dönümlerini barındıracak...

Ölümü düşünürken, çalışma masamın üzerinde duran, geçen gün kuaför çıkışı kasada hediye ettikleri kalem takıldı gözüme.

Doğumun Kalemi ...

Çok kıymet verdiğim bir arkadaşımın vasıtasıyla tanıştığım MEHMET&ERKAN yılbaşında müşterilerine hediye etmek üzere harika bir kalem hazırlatmış.
İçinde doğum taşıyan bir kalem.

Merak ettin değil mi Karakedim?

Merakını şöyle gidereyim; Kalemin kapağında ufak bir bölme var. Bölmenin içerisinde de karaçam tohumları. Kalemin kutusunda da bu tohumların nasıl filizlendirileceği ve akabinde nasıl toprağa ekilmesi gerektiği anlatılıyor. Çam fidesi olduktan bir sene sonra da bir orman arazisine ekilmesi öneriliyor.


Kendilerine güzelleşmek için gelen müşterilerine hem güzellik hissi hem de bu tamamen doğada çözünebilir, faydası bol kalemi armağan ettikleri için teşekkürü hak etti MERHMET&ERKAN .

Üst üste gelen ölümlere üzülürken bir doğuma yardımcı olmak düşüyor şimdi bana.
Önce tohumların doğumu için gerekli ortamı sağlamak, ardından da fidemi yangınlarla yok edilmiş bir orman arazisine dikmek için harekete geçmek olsun bu Ocak görevim benim ...

SENİ ÇOK SEVEN
   GİZLİKIZ


FACEBOOKTAYIM

TWITTERDAYIM




19 Ocak 2013 Cumartesi

MUTLU UYU MEHMET ALİ BİRAND ...

Sevgili Karakedim,

İstanbul Üniversitesi'nde Gazetecilik öğrencisiyken onun da hayatını okumuştuk diğer meslek büyüklerininkini okuduğumuz gibi.

Eleştirmiştik. Mesleğin çetrefilli yolu gözümüzü çok korkutuyordu. O zaman "Benim de arkamda Vehbi Koç olsa ben de onun yerinde olurdum." demiştik.

Çocukluk etmişiz, affetsin bizi ...

En son doğum günümde seyrettim sunduğu ana haber bültenini. Çarşamba günü yoğun bakımda olduğunu okudum. Perşembe akşamı eve gelir gelmez açtım televizyonu, gene ekranda görmekti onu, ümidim.

YOKTU! Bir daha da olmayacaktı.  ...



Çok eleştirdik, "Bu adam nasıl haber sunuyor böyle." dedik. Yine de onu izlemeye devam ettik. Bana kalırsa yaptığı ciddi işe mutluluk katmasını iyi biliyordu ve izleyiciye de bunu hiç farketmeden ve farkettirmeden geçiriyordu.

Bir cuma akşamı ana haberi kapatırken "Pazartesi kimselere vermeyin, saat yedide buluşalım."demişti. Arada "Randevu" kelimesini unutması bizim durumu müstehcenliğe döküp kahkahalarla gülmemize sebep olmuştu.
Perşembe akşamından beri o kahkahaların bin katı göz yaşı var suratımda.

Bize öğrenciliğimizde önce insan sonra gazeteci olmamız öğütlenirdi hocalarımız tarafından. Mehmet Ali Birand insanlığıyla gazeteciliğini harmanlamış ve 71 yaşına kadar mesleğinin peşinde koşmuş bir adam olarak ayrıldı ekranlarımızdan. Sırf bu yüzden bile saygıyla akan bu göz yaşlarıma değer.

Onun meslek öğrettiği öğrencilerinin söylediklerindeki ana fikir: "Öğretirken bizden de öğrenen bir insandı." idi.
 Her şeyi bilmek değil bildiklerini paylaşıp herkesten öğreneceği bir şeyler olduğuna inanmak.

Bir ropörtajında "Mutlu öleceğim." demiş.

Bu öngörüsüne istinaden emin bir temenni olacak son sözüm.

MUTLU UYU MEHMET ALİ BİRAND ...



SENİ ÇOK SEVEN
   GİZLİKIZ

FACEBOOKTAYIM

TWITTERDAYIM


16 Ocak 2013 Çarşamba

TEŞEKKÜR EDERİM YEMEK SEPETİ :)

Sevgili Karakedim,

İnsanın doğum gününde sevdikleri yanında olmalı ya da yanında olduğunu hissettirmeli.

İnsanın  bu sevdikleri sabahın köründen itibaren tüm gün boyunca arayıp karga sesleriyle "Hepii Börtdey" şarkıları söylemeli.

Sosyal mecralardan iyi dileklerini sunmalı, mesajlar atıp hatırlandığını ve çok sevildiğini hissettirmeli.

İmkanı olanlar gelip kocaman sarılmalı, salyalara boğup öpmeli, miss gibi koklamalı.

 Sürprizler yapmalı, çam sakızı çoban armağanı hediyesini uzatmalı, tebrik kartı yazmalı vs.

İnsan da çok mutlu olmalı, bolca gülücük ve teşekkür saçmalı kıymetli sevdiklerine.

Buraya kadar her şey çok güzel ve "karşılıklı" iken doğum günlerimizde çalıştığımız bankalardan, sigorta şirketlerinden, internetteki alışveriş sitelerinden, kullandığımız telefon hattından hatta yaşadığımız ilçenin belediye başkanından bile tebrik mesajı alıyoruz.

Bu tebrik mesajlarının çoğunu okumuyoruz ne de olsa bizimle çıkar ilişkisi olan mecralardan geldiği için samimi bulmuyor ve önemsemiyoruz. Doğal olarak teşekkür cevabı da yazmıyoruz.

Dün posta kutumda bu tip mailler çokçaydı. Açmadan silmek için işaretlerken arada yemek sepeti nin attığı maili açasım geldi. İyi ki de açmışım Karakedim.

GÜLDÜREN KUTLAMA için tıkla

Rekabeti samimi ve kişiye özel değerlendirip bu videoyu hazırladıkları, diğer kurum ve sitelerin aynı dilekleri içeren soğuk mesajlarının arasından sıyrılmasını bildikleri, müşterinin hem kalbine hem de midesine  hitap ettikleri için yemek sepetini tebrik ediyorum.

ÇOOOOOOKKKK TEŞEKKÜR EDERİM YEMEKSEPETİ :) 

SENİ ÇOK SEVEN
   GİZLİKIZ


 Facebooktayım
Twitterdayım





15 Ocak 2013 Salı

HAYAT SAHNESİNDEKİ 30. YILIMI KUTLUYORUM

Sevgili Karakedim,

 15 Ocak bugün.

Hayat denen Sahnenin tozunu solumaya başladığım gün bugün.

Bu sahnedeki 30. yılımın ilk günü bugün.

İşte bu yüzden benim için çok önemli, çok kıymetli gün, bugün...

İzninle bugün sadece kendim için ufacık bir yazım olacak.



30 yıldır senden ya da bir başkasından daha farklı şeyler gelmedi başıma. 
Hayat sahnesinde sergilediğim tüm oyunlar hepimizinki gibiydi. Tek fark benim yorumumdu.

Şimdi elimdeki kalemim, önümdeki beyaz kağıtla, 
Saçlarımın aralarından gün yüzüne çıkıp dikkatimi çekmeyi başaran beyaz tellerimle, 
Gözlerimin içinde, çocukluğumdan kalma-büyümeyi becerememiş o gülümseme ve yine o gözlerde her seferinde olgunlaşan yaşlarımla, 
Unutup-vazgeçtiklerim, ellerini asla bırakmayıp sevgisiyle doyduklarımla, 
Hasretinden geberip, acısıyla olgunlaştıklarımla, 
Dinlediğim şarkıları, okuduğum tüm hikayeleriyle,
İçimde dizginlediklerim ve dışımda sergilediklerimle 
Yani her şeyiyle ama her şeyiyle 

HAYAT SAHNEMDEKİ 30. YAŞIM KUTLU VE MUTLU OLSUN BANA...

SENİ ÇOK SEVEN 
   GİZLİKIZ


Günün Sözü: Koşarak kaçtım çocukluğumdan, büyümeyi öğrenemedim hala...

FACEBOOKDAYIM

TWITTERDAYIM